Kategorilenmis; ‘Genel’ Arsiv

Palyatif dönemde aile desteği

< ?php the_time(d); ?>< ?php the_time(M); ?>

Hastasının bakımı üstlenen aile üyeleri özellikle, hastalarının son dönemlerini rahat, ağrısız ve huzur içerinde geçmesini istemektedirler. Bu dönemde özellikle manevi gereksinimler ön plana çıkmaktadır. Aile üyeleri olarak sevdiğiniz birinin kaybını düşünme kaygı ve sıkıntı yaratabilir. Bu nedenle hasta yakınlarının kayıp ve kayıp sonrası dönemde yapılacaklarla ilgili  bilgilendirilmeleri oldukça önemlidir.Hasta yakınları inançları doğrultusunda hastanın kaybını; huzura erme, çekilen acılardan kurtulma, tanrıya kavuşma ve hafifleme gibi farklı şekillerde yorumlayabilirler. Bu sürece hazırlık içerisinde, hasta yakınlarının inançları ve mikrokültürleri doğrultusunda hastaya veda etmesi, hastanın rahat ve huzur içerisinde acı çekmeden yaşamının sona ermesi aile üyeleri tarafından istenilen gereksinimlerdir.Ailenin ihtiyaçları:•Hastanın fiziksel bakımı ile ilgili sorunlara yönelik gereksinimler

(daha&helliip;)

Kanser çiftler arası ilişkiyi bozar mı?

< ?php the_time(d); ?>< ?php the_time(M); ?>

Kanser ve diğer kronik hastalıklar hastanın olduğu kadar aile bireyleri ve bireylerle olan ilişkileride etkiler. Bir çok çalışma sonucuna göre hasta eşlerinin hastayla aynı oranda üzüntü ve endişe yaşadıkları tespit edildiği gibi; hasta ve eşler tarafından hissedilen üzüntünün birbiriyle bağlantılı olduğu bulunmuştur. Yani eşlerden birinin duygusal reaksiyon vermesi diğer eşinde aynı reaksiyonu vermesine  neden olmaktadır.

Eşlerden birine kanser teşhisinin koyulmasını takiben diğer eşin 20-30% oranında psikolojik dalgalanmalar ve mizaç değişiklikleri yaşadığı tespit edilmiştir. Tanıyı takip eden 3 sene sonra eşler üzerinde yapılan kontrollerde meme kanserli kadınların eşlerinin hastalardan daha yüksek seviyede endişe ve depresyon yaşadıkları bulgulanmıştır ( Baider, Ever- Hadani,Goldzweig 2003; Foy&Rose 2001; Langer, Abrams &Syrjala, 2003).

(daha&helliip;)

Depresyonda olan kişiyle yaşamak

< ?php the_time(d); ?>< ?php the_time(M); ?>

Yakın çevrenizden bir kişinin depresyonda olması durumunda sıklıkla kendinize hasta olan kişiye nasıl yardım edebileceğinizi sorarsınız. Depresyon tedavisinde, hastayı aile ve yakınlarının cesaretlendirmesi ve desteği pozitif bir rol oynar. Ancak destek veren kişininde kendini ihmal etmemesi gerekir. Depresyon tanısı konan kişinin yakın çevreside hastanın etkilendiği kadar hastalıktan etkilenir. Yakınlarınızdan bir kişiye depresyon tanısı konulduysa, kendi sağlığınızın ve moralinizinde sağlam olması gerekir. Eğer kendinizi büyük bir yükün altında ezilmiş gibi baskı altında ve yardım edebilecek kadar cesaretli hissetmiyorsanız, hastaya yardım etmeniz oldukça zor olacaktır. (daha&helliip;)

Bahar Yorgunluğu:

< ?php the_time(d); ?>< ?php the_time(M); ?>

İklim değişikliğine bağlı duygu durum değişikliğidir. Kışın bitmesi, havaların ısınması, tabiatta baharın gelmesini hissetmeye başlamamızla vucudumuzda bu geçiş döneminde bitkinlik, yorgunluk, isteksizlik, uykusuzluk ve güçsüzlük gibi belirtiler kendini göstermeye başlar. Bahar aylarına geçişte havadaki elektrik yükü artar. Havadaki elektrik yükü, pozitif ve negatif iyonlarla taşınır.Pozitif iyonlar insanı dinç kılarken, negatif iyonlar kişinin kendisini yorgun hissetmesine neden olurlar.

Bahar aylarında negatif iyon oranı artar. İklim değişikliği dönemlerinde, büyük şehirlerde, hava kirliliği ve elektrik yükünden dolayı bahar yorgunluğu belirtileri daha yogun olarak hissedilir. Bahar aylarının getirdiği rahatlık duygusuna, stres, gerginlik eklenince mevcut olan bir çok rahatsızlık daha fazla hissedilir. Organizma iklimsel değişime uyum sağlamak için adrenalin ve kortizol gibi hormonların salgılanmasını arttırır. (daha&helliip;)

“HAYIR” Diyebilmek bu kadar zor mu?

< ?php the_time(d); ?>< ?php the_time(M); ?>

“Hayır”kelimesi “Evet” kelimesi kadar kişiliğimizi yapılandırır. Tam anlamıyla gelişimimizi gerçekleştirmek için “Hayır” kelimesini kullanmaya günlük yaşamamızda yer vermeliyiz.

“Hayır” demek niçin zor?

Herhangibir kişiyi veya durumu red etme fikri çoğu zaman başakasını incitme, çatışma endişesi, misilleme, yargılanma, dışlanma gibi korkularıda beraberinde getirir.

“Hayır” kelimesini kullanmasına engel olur. Örneğin: bir anne çocuklarının isteklerine “hayır” cevabı vermekte zorlanır. Çünkü çocuklarının isteklerini yerine getirememek fikri kendisini “kötü bir anne” olarak hissetmesine neden olur. Kendine güven konusunda eksiklikleri olan bir kişi “hayır” kelimesini kulanmakta zorluk çeker. Özellikle çocuklukta ret istekleri dinlenilmeyen veya sitemle karşılanan yetişkinlerin negatif düşüncelerini dile getirmeleri daha zordur. Bazı toplumlarda, kadınlar her ne kadar kendilerini ifade etmede özgürleşmiş olsalar bile, erkeklere oranla kolektif bilinçaltı davranışlarını başkalarına fedakarlık etme düşüncesine yönlendirmektedir. (daha&helliip;)



Pelin Erbil Sitesi içeriğinden izinsiz makale paylaşımı yapılmaması rica olunur.